Endüstri 4.0 ve DEÜ YBS
Temmuz 10, 2020Üniversitelerde Uzaktan Eğitim Dersleri Nasıl Verilmeli?
Ekim 5, 2020
2020-2021 Güz Dönemi Uzaktan Eğitim Çıkmazı: Tablet+SİM Kartı
Haziran 2020 tarihinde 2019-2020 bahar eğitim dönemine son verme çalışmaları yapılırken herkesin kafasında gelecek dönem ne olacak sorusu vardı. İyimser yaklaşımda olanlar Temmuz 2020 de COVID'19 belasından kurtulup normal yaşama dönüleceği vurgusunu yaparken, onların da kafasında var olan endişe uzaktan okunuyordu. Çünkü zaman geçtikçe, vakalar ve ölümler arttıkça parayla, silahla, güçle ve şöhretle yapılamayacak her şeyi COVID'19 yapıyordu. Kimsede buna maalesef dur diyemedi, henüz de diyemiyor.
Hayatın her noktası durma aşamasına gelmiş iken, doğal olarak devletlerin normal hayata dönüş mücadelesi ve bu yolda izledikleri stratejiler gelecekte derslerde okutulacak öneli örnek olaylar olacaktır. Kimi devletler başardım, bitirdim derken, zamanla kısa dönemli tedbirsiz stratejilerin Kriz Yönetiminde yetesiz kaldığı çok rahatlıkla görüldü. Dünyada maalesef bu durumu çözmüş sonuna kadar bitirmiş bir ülke maalesef bulunmamakta ve yarın ne olacağı da bilinmemektedir. Etkili ve doğru bir aşı bulunana kadar!
Türkiye COVID'19 ile başarılı bir mücadele sergilemesine karşın normalleşme süreci sonunda halkın kurallara yeterince uymaması sonucu maalesef henüz 1. aşamayı atlatamadığı uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Grafikte görüleceği üzere 16 Mayıs 2020 de 1.610 ile düşüş başlayan vaka sayımız olabildiğice 2 Haziran 2020 de 786 ile en düşük sayıya ulaşmış. Ancak 20 Haziran 2020 de 1.562 seviyesine ulaşılıp tekrar düşüş yaşanmış ve nihayetinde 25 Ağustos 2020 de vaka sayısı 1.502 ile yaz döneminin şu ana kadarki tepe noktasına gelmiştir. Bu şunu gösteriyor; virüsün yayılımı henüz bitmediği gibi kontrol altında tutmakta halkın önlem almaması nedeniyle mümkün olmuyor.
Yukarıdaki grafikte de görüleceği üzere günlük ölüm sayısının yaz sonuna doğru hala yükselişte olması iyiye gitmeyen çok şeyin olduğunu gösteriyor. Sonbahar ve ardından kış aylarına gelince kapalı ortamlarda virüsün yayılımını çok daha fazla olacağı bilinen bir gerçektir. Hayatımızı bu varsayımlara göre düzenlemekte oldukça hoyrat davranınca, SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN BU KADAR EMEĞİ NE YAZIKKI BOŞA GİTMİŞ OLDU. Ayrıca başta 65 yaş üstü olmak üzer kronik hastalığı bulunan binlerce kişinin tecrit hayatı yaşamasının karşılığı bu olmamalıydı.
Sonuçta aşı bulunana kadar virüsün yayılım hızının kesilmeyeceği görülmektedir. Bu nedenle yeni normali buna göre düzenlemek, her şeyde olduğu gibi eğitim konusunda da hazırlıklı olmak gerekiyor.
Pandemi bir afettir. Afet Yönetimi kavramı ülkemizde genelde sadece sel ve deprem gibi doğa olayları ile gündeme gelmektedir. Salgın olan COVID’19 ile ilgili gelişmeler öngörümlenemediği için diğer afetlerden daha tehlikeli ve önlem almak bir o kadar da zordur. Depremde, genel olarak hasar tespitleri yapılarak ihtiyaç duyulan her türlü kaynağın (insangücü, nakit para, teknik teçhizat, vb) imkanlar doğrultusunda planlaması mümkün olabilmektedir. Çünkü halihazırda var olan durumu görmek mümkün ve yapılabilecek işlemleri listeme imkanı olabiliyor. Eldeki imkanlar doğrultusunda ne zaman nelerin yapılacağı planlanabiliyor.
Ancak içinde bulunduğumuz ve tüm dünyanın savaştığı COVID’19 ile ilgili öngörümlemelerim mümkün olamayacağını, salgın hastalıklardaki her türlü tahminin çok yersiz olacağını bağımsız bilim insanları gibi ben de afet yönetimi algısı ile Nisan 2020 den itibaren ifade etmeye çalıştım. İyi niyet ve temenniler ile normalleşmeye çalışmak insan doğası gereği mantıklı kabul edilse de öngörülemeyen bir süreçte vahim sonuçların olabileceğini kimse düşünmek dahi istemedi.
Görünen o ki, aşı bulunana kadar söylenen, yazılan, konuşalan her şey anlamlı olmayacaktır.
Pandemi sürecinde tüm sektörler etkilendi, ancak eğitim kadar insana birebir dokunan, milyonlarca kişiyi doğrudan ve bir o kadar da ailelerini dolaylı olarak etkileyen baka bir sektör bulunmamaktadır. Ekonomi bir süre sonra yeni tedbirlerle düzelebilir, ama geleceğimizi etkileyecek milyonlarca öğrenciye verilen eğitimde kaynaklanacak aksaklıkları ve sıkıntıları farklı boyutlara taşıyacaktır.
Gerek Milli Eğitim Bakanlığı ve gerekse Yükseköğretim Kurumu bu süreçte sorumlu oldukları alanlarda eğitimlerin olabildiğince sağlıklı yürütülebilmesi için olağanüstü emek verdiler. Kısa sürede bu kadar hızlı bir dönüşüme ayak uydurmak kolay planlanacak bir bir süreç değildir.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2019-2020 eğitim yılına dair istatistiklerde yer alan bilgilere göre Türkiye'de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde eğitim alan toplam 18 milyon 241 bin 881 öğrenci bulunuyor. Öğrencilerden 15 milyon 189 bin 878'i resmi, 1 milyon 468 bin 198'i özel ve 1 milyon 583 bin 805'i açık öğretim kurumlarında okuyor.
Pandemi sürecinde yani 2019-2020 Bahar Döneminde Milli Eğitim Bakanlığı 4 milyon öğrenciye hiç bir şekilde ulaşılamadığını belirtmektedir.
UZAKTAN EĞİTİM İÇİN BİR TABLET VE BİR SİM KARTI YETERLİ...
Mayıs 2020 itibariyle her ihtimale karşın 2020-2021 Güz ve Bahar dönemleri için tüm Eğitim kurumlarında Uzaktan Öğretim sistemine hazırlık yapılması konusunda fikirlerimi belirtmiş idim. Normal sürece geçişi dört gözle bekleyen eğitim camiası, nasıl olsa bu süreç sona erecek umuduyla yüzyüze eğitim için gün saymaya başladı. Bazı kurumlar yaz dönemini her ihtimale karşın tüm alternatifler için hazırlık yapmak ile geçirirken, bazı kurumlar bu konuda beklenen çalışmaları yapmadı veya yapamadı.
Gerek Milli Eğitim Bakanlığı ve gerekse YÖK bünyesinde eğitim alan/veren kişilerde eğitim eşitliğini sağlamak için çalışmaların yapılması gereği ortaya çıkmaktadır. Özellikle eğitim alan öğrencilerin eğitim platformlarına erişimlerini sağlayacak bir tablet ile yeterli internet kotası olan bir SİM kartı bütün sorunlarını çözebilecektir.
- SİM kartını bir önceki dönem vermiş oldukları aylık 8 GB internet kotası ile öğrencilere büyük rahatlık sağlayan Türkiye'deki GSM operatörleri eminim ki önümüzdeki dönemde de aynı imkanı sağlayacaklardır.
- GSM operatörlerinin öğrencilere verecekleri aylık kotaları artırmaları gerekecektir. Çünkü geçiş dönemi olan Mart-Haziran 2020 döneminde öğrenciler Uzaktan Eğitime tam adapte olamadılar ve yeterince kullanamadılar. Ama artık tam konsantre olmaları gerektiğinden kotaların aylık 16GB olarak belirlemesinde yarar var.
- İhtiyacı olan her öğrenciye bir tablet temin edilmesi uzaktan eğitimde eğitim eşitliğini sağlama bakımından çok önemli olduğunu ifade edebilirim.
- Bir ailede öğretmen bir babanın okulda okuyan 3 çocuğu var ise, öğretmenin evde 4 adet bilgisayar bulundurması mümkün olmayacaktır. Kendisinin evdeki bilgisayarı, çocuklarının da verilecek tabletlerle eğitim alması sağlanırsa eğitimin sağlıklı yürütülmesi sağlanabilir.
- Tablet konusuda, Milli Eğitim Bakanlığı bunu temin etme konusunda birçok imkanını seferber edebilecektir.
Yapılacak bir kampanya ile hayırseverlerin eğitim amaçlı küçük desteklerle ihtiyaç sahibi öğrencilere eğitimlerini sürdürmeleri için detsek bulunabilecektir.
- Burada önemli olan konu eğitim verenler ile eğitimi alanların hangi platformda olursa olsun kullandıkları ortamların yeteneklerini yeterince bilmedikleridir.
- Bu konuda her iki tarafa da yeterli eğitimlerin verilmesi gerekmektedir
Uzaktan eğitim korkulacak bir eğitim sistemi değildir. Aksine doğru kullanıldığında bazı alanlarda yüzyüze eğitimden daha sağlıklı ve etkili bir yöntemdir.
- Eğitmenlere nasıl etkili eğitim verilmesi gerektiği
- Nasıl doğru ve etkili eğitim materyalleri hazırlanması gerektiği
- Eğitmenlere derslerine uygun ölçme ve değerlendirme yöntemleri detaylı olarak anlatılması gerektiği
- Eğitim alanlara nasıl ve ne şekilde canlı derslere girip eğitim alabilecekleri
- Ödevler için neler yapmalı, nasıl yanıtlamalı
- Hazırlanmış olan ders videoları ve diğer ders materyellerinden nasıl verimli olarak yararlanabilecekleri
- İhtiyaç duyulduğunda eğitmenler ile nasıl iletişime geçilebileceği
- Ölçme ve değerlendirme konusunda öğrencilerin yeterince bilgilendirildiği
- Gerekli ise öğrenciler arası sohbet ortamlarının neden ve nasıl kullanılması gerektiği
olabildiğince detaylı, net ve açık olarak anlatıldığı takdirde çok faydalı olacağı görülecektir.
Bir sonraki yazımızda Uzaktan Eğitim için;
- Eğitmenler neler yapmalı, nasıl eğitim vermeli, değerlendirmeleri nelere göre yapmalılar.
- Öğrenciler derslere nasıl eşlik etmeli, sadece dersleri geçmek için öğrenmek için, başarılı olmak için neler yapmalılar.
Uzaktan eğitim için hazırlıklı olmak gerekir, eğitmenler hızlı bir şekilde derslerini, materyallerini, ödevlerini, sınav materyallerini oluşturmak için gayret göstermeliler. Ama Nasıl, ne ile?