Endüstri 4.0 ve DEÜ YBS
Temmuz 10, 2020
Üniversitelerde Uzaktan Eğitim Süreci ve Geleceği
COVID’19 nedeniyle dünyada olduğu gibi Türkiye’de de eğitim Mart 2020 itibariyle farklı bir sürece girdi. “Her kriz kendi fırsatını yaratır” mantığını kabul eden birisi olarak uzun yıllar kimsenin yapamadığı eğitimde Dijital Dönüşüm, COVID’19 sayesinde zor da olsa 1 ayda gerçekleşmiştir.
Bu süreç içerisinde Üniversitelerde yaşananları, mini araştırmamın sonucu gözlemlerimi ve geleceğe ilişkin önerilerimi 15 yıldan uzun süredir Uzaktan Eğitimin her aşamasında bizzat görev alan ve 1999 yılından beri Afet/Kriz Yönetimi konularında çalışan bir kişi olarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
- YÖK’ün kararıyla Türkiye’de Üniversitelerin 23 Mart 2020 itibariyle Uzaktan Eğitim Sistemi üzerinden eğitimlerine devam etmelerine karar verildi.
- Büyük bir çoğunluk aniden gelen Uzaktan Eğitim sürecine uyum sağlayabilmek için olabilecek tüm imkanlarını seferber etmiştir.
- Altyapılarını daha güçlü bir hale getirmek için üniversiteler, mümkün olduğunca hızlı bir yapılandırmaya giriştiler.
- Bazı üniversiteler altyapılarına büyük yatırım yaparken bazıları bu sürecin geçici olduğunu düşünerek kısa süreli uzaktan eğitime geçiş planı yaptı.
- Çok az sayıda üniversite kendi Uzaktan Eğitimi için kullandığı Öğrenim Yönetim Sistemini (ÖYS) kullanabildi.
- Ticari yazılımlar yanında açık kaynak ve özel ücretsiz yazılımları da kullanmak mümkün oldu.
- İhtiyaç duyulan ÖYS edinmek ve kullanmak Üniversiteler için öncelikli olmasına karşın, genelde canlı yayın için video görüntü yazılımları kullanmak ön plana çıkmıştır.
- YÖK’ün desteği ile Türkiye’deki Açıköğretim Fakülteleri ders materyallerini tüm Türkiye’nin kullanımına açarak önemli bir gereksinimi karşılama yoluna gitti.
- Açık kaynak ders materyaller bilgisayarlara indirildi ancak öğretim üyeleri maalesef bunları gerektiği gibi kullanmadı.
- YÖK zaman zaman yayınladığı genelgelerle Üniversitelerde Uzaktan Eğitim sürecini yönlendirmeye gayret etti.
- Üniversiteler YÖK genelgelerine olabildiğince hızlı bir uyum sağlama gayreti içerisine girdi. Çünkü eğitim zamanla yarışır durumda idi.
- Mümkün olduğunca 2019-2020 Bahar dönemini sıkıntısız atlatmayı çalışan üniversiteler, ortaya çıkan sıkıntıları doğal olarak anlık çözme yoluna gittiler.
- Özellikle ölçme ve değerlendirme süreçlerinde öğrencilerin lehine olması muhtemel her türlü kararlar alınmaya çalışıldı. Öğretim elemanları bu konuda daha etkin, sağlıklı ve hakkaniyetli bir şekilde süreci tamamlayabilmek için ellerinden gelen gayreti göstermiş bulunuyorlar.
Temmuz 2020 itibariyle aşağıdaki konular değerlendirilebilir:
- COVID’19 ile ilgili gelişmeler birçok konuda olduğu gibi eğitimdeki süreçte büyük olasılıkla ve maalesef 2019-2020 Bahar dönemi ile sınırlı olmayacaktır.
- Şu an itibariyle hemen hemen bütün üniversiteler 2019-2020 yaz okulunun uzaktan eğitim ile verileceği kararını almış bulunuyorlar.
- Gelişmeler 2020-2021 Güz döneminde de eğitim-öğretim faaliyetlerinin uzaktan eğitim ile verilme ihtimalini güçlendiriyor.
- Dünyanın en saygın üniversitelerinden olan Harvard ve Cambridge Üniversiteleri 2020-2021 eğitim-öğretim dönmelerinde tüm derslerinin uzaktan eğitim sistemi ile verileceğini dünyaya ilan etti. Başka üniversitelerinde gelecek yıl için aynı öğrenim metodunu kullanacağı öngörümlenmektedir.
- Bu sürecin 2020-2021 Bahar döneminde de devam etmeyeceği garantisini kim verebilir?
Bu değerlendirmeler ışığında üniversitelerimizin yeni döneme/dönemlere hazırlıklı olmak için aşağıdaki konuları dikkate aldıklarını düşünüyorum:
- Mart 2020 de Uzaktan Eğitime zorunlu ve ani geçiş nedeniyle hazırlıksız yakalanan üniversiteler, yeni dönemler için gerek altyapı ve gerekse üstyapılarını iyileştirmek zorundadırlar.
- Yeni dönemde hiçbir mazeret olmadan uzaktan eğitimi sürdürmeye hazır olmak zorundadırlar.
- Kendilerine en uygun ÖYS seçimini yapmalılar veya var olanı geliştirmelidirler.
- KVKK kapsamında uygun olan bir ÖYS seçimi/tercihi ön planda olmalıdır.
- Kullanılan ÖYS’ye uygun web konferans yazılımına karar verilmeli.
- Ölçme ve değerlendirme sistemlerinin nasıl yapılacağına karar verilmeli.
- YÖK’ün önerdiği şekilde Üniversiteler Ölçme ve Değerlendirme merkezleri kurarak, nelerin, nasıl yapılacağı net olarak ortaya konmalı.
- Üniversiteler Fakülte, Yüksekokul, Meslek Yüksekokul ve Enstitüler bazında var olan program sayıları, her bir programda açılan ders sayıları, her bir dersi alabilecek öğrenci sayılarını ve öğretim elemanı sayılarını raporlayarak gelecek ile ilgili altyapı ihtiyaçlarını belirlemelidir.
- ÖYS için ihtiyaç duyulan olası sunucu sayıları
- Sanal sınıf/video konferans için gerekli olabilecek sunucu sayıları
- Veritabanı sunucusu
- ÖYS için yük dengeleyici sunucular
- Sanal sınıf/video konferans için yük dengeleyici sunucular
- Hızlı, güçlü, büyük ve yedekli veri saklama üniteleri
- Üniversitelerin kendi yerel ağlarında kullandıkları anahtarların (switchler) 10 Gbit port olarak artırılması
- Yedek sunucular
- Yüksek kapasiteli ağ depolama sunucuları
- Hat kapasitelerinin artırımı (fiber altyapı)
gibi detaylar net olmasa da olası bir yapı için gerçeğe yakın bir şekilde belirlenmelidir.
- YÖK’ün 04.06.2020 tarihinde yayınlamış olduğu üniversiteler için “birinci ve ikinci öğretim programlarında dersler, %40 oranına kadar uzaktan öğretim yolu ile verilebilir” genelgesine uygun hazırlıklar yapılması gerekmektedir. Bu durum, tüm birimlerin uzaktan öğretim sürecine hazırlık yapması gerektiğini vurgulamaktadır.
- Aynı genelgede YÖK Uzaktan Eğitim merkezlerine kadro tahsisi yapılacağını belirtmekte, bu da önemli bir eksiği tamamlayabilecektir.
- Bundan sonraki süreçte eğitim-öğretimin dijital ağırlıklı verilmesi konusunda gerekli özenin gösterilmesini vurgulamaktadır.
- Üniversiteler tercih ettikleri ve kullandıkları ÖYS ve web konferans sistemleri ile ilgili yeteri kadar eğitim vermelidirler. Bu süreç göstermiştir ki, hem öğretim elemanları hem de öğrenciler kullanmak durumunda oldukları uzaktan öğretim araçlarını maalesef yeterince etkin ve doğru kullanmayı bilememektedirler.
- Bu konuda özellikle öğretim elemanlarının tüm sorularına cevap bulabilecekleri seri eğitimler düzenlenmelidir.
- Üniversitenin kullandığı ÖYS üzerinden ölçme ve değerlendirme ile ilgili YÖK’ün vurgulamış olduğu konuları dikkate alacak eğitimler özellikle verilmelidir.
- Öğretim elemanlarının en büyük sorunu olan “içerik hazırlama” konusunda bölümler/alanlar dikkate alınarak eğitimler verilmelidir.
- Bu sıkıntılı süreçte içerik hazırlamak ve geliştirmek için TÜBİTAK önceden yaptığı gibi destek sağlamak, yeni ufuklar, vizyonlar, yöntemler geliştirmek amacıyla proje çağrısına çıkabilir.
- İçerik geliştirme amaçlı teknik model, uygulama geliştirme ve teknolojik gereksinimleri karşılamak için Üniversiteler BAP çağrısına çıkabilir. Bu çerçevede ihtiyaca uygun grafik tablet, web cam veya esnek webcam projektör gibi etkin ders araçları temin etmeleri sağlanmalıdır.
- Henüz kendisinin kullandığı veya sahip olduğu bir ÖYS sistemi olmayan üniversiteler, bir şekilde karar vermek zorundalar:
- Kendilerinin yazdığı bir ÖYS sistemini kullanmak ama video konferans hizmetini satın almak veya ücretsiz kullanmak
- Kendi bünyelerinde yeni bir ÖYS ve video konferans sistemi kurmak
- Tamamen ticari ürünleri dışarıdan servis hizmeti ile satın almak
- Üçüncü parti bir sisteme üye olmak, sadece donanıma ait hizmet sağlama ücreti ile sistemi kullanmak
- BTK kanalıyla Anadolu Üniversitesinin MERGEN projesine dahil olmak.
- Bu konuda hangisine karar verileceği çok önemli bir karar verme sürecidir. Bu tercihte;
- Maliyet
- Öğrenci sayısı
- Teknik altyapı
- Teknik personel gibi unsurlar önemli oranda etkili olmaktadır.
- YÖK’ün Uzaktan Eğitim kriterlerini sağlayabilecek;
- Veri güvenliğinin sağlandığı
- Öğretim elemanı ve öğrencilerin ihtiyaç duyacağı tüm modüllerin barındığı
- Ölçme ve değerlendirme için her birimin ihtiyaç duyacağı özellikleri kullanabileceği
- Geriye dönük her türlü raporlamaların alınabildiği
bir sistemin kurulması gerektiği bilinmelidir.
- Üniversitelerin herhalde bu süreçteki en büyük problemi öğretim elemanı ile öğrencilerin anlık olarak biraraya geldikleri sanal sınıf ortamıdır. Üniversiteler teknik olarak en çok zorlayan, sıkıntıya sokan alan sanal sınıf platformlarıdır.
- Sanal sınıf platformu kurmak ve yönetmek oldukça teknik ağırlıklı bir konu olduğu için, bazı üniversiteler kendi Öğrenim Yönetim Sistemlerini (ÖYS) yazmış olsalar dahi canlı yayın olarak ifade edilen sanal sınıf sistemlerini dışarıdan karşılamak zorunda kaldılar.
- Dışarıdan satın alınan/kiralanan sanal sınıf uygulamalarının kullanılan ÖYS’ye entegrasyonunda ve kullanımında, aynı açılan ders sayısı, aynı anda her bir derse girebilecek öğrenci sayısı kısıtlarına bağlı olarak yapılan ücretlendirmeler ve altyapındaki kesintisiz hizmet beklentisi üniversitelerin edinilen tecrübeler ışığında alması gereken önemli kararları beraberinde getirmektedir.
- Kendi bünyelerinde sanal sınıf uygulamalarını kurup yöneten üniversitelerin ise yine anlık kullanıcı sayısına göre sunucu yapılandırmak zorunda olmaları ve planlarını aynı anda açılabilecek ders ve bu derse girmek durumunda olan öğrenci sayılarına göre sunucu sayılarını gözden geçirmeleri gerektiği bilinmelidir.
- T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığının Siber Güvenlik Daire Başkanlığı, 7 Temmuz 2020 tarih, 1142 sayı ve Yabancı Menşeli Video Konferans Uygulamaları Kullanımı Hakkında konulu bir genelge yayınlayarak yabancı menşeli sanal sınıf/video konferans uygulamaların da Kişisel Verileri Koruma Kanuna (KVKK) uygunluğuna dikkat edilerek bu sunucuların nerelerde bulunduğu, verilerin nerelerde saklandığı konusunda özenin gösterilmesi gerektiği belirtilmektedir.
- Bu süreçte başarılı olan üniversitelerin, normal zamanlarda da dijital ortamda destek olacakları bir ÖYS ile eğitimlerini sürdürmeleri yeni eğitim-öğretim düzeninde başarıyı yakalamak için vazgeçilmez bir unsur olacaktır.